Bugün burada Bahar Tezcan’ın terapi odasında yer alacağız. Sayın Tezcan’ın zihninin içindeki o sesi duyarak terapi odasında onunla konuşan kişileri dinleyeceğiz. Kitapta anlatılan hikayelere kısaca göz gezdirmek gerekirse; kilo problemi, bağlanma sorunları, bağımsızlık, cinsel sorunlar, tecavüz, özgüven problemi gibi sorunlar kitapta genel olarak işlenen problemlerden birkaçı.
Terapi için gelen bütün danışanların zihninin içine girerekgeçmişinde nasıl yollardan geçmişler de bu karakter özelliğini edinmişler diye merak ediyorsanız hepsini bu kitapta Bahar Tezcan’ın anlaşılır ve samimi diliyle anlayabileceksiniz.
Ben bu kitabı okurken kendimi terapi odasındaki bir hayalet gibi hissettim. Bir sürü yeni danışanlar geliyordu ama hiçbiri beni görmüyordu sanki. Bahar Tezcan da o anı dondurup benimle konuşuyordu. Karşıdakini iyi analiz ediyor ve bu gizli bilgiyi danışanın neyi düşünerek ne yaptığını, ses tonunda neyi sakladığını sadece bana söylüyordu. Gizli bir mabette gibiydim adeta ama bunu sadece ben biliyordum.
Bu kitapta hikayeleri dinlerken aklıma bir şey takıldı; acaba siz hiç düşündünüz mü, sizi aşık eden asıl nokta nedir? Neden ailenizde şikâyet ettiğiniz kişiyi, aşk hayatınızda da bulursunuz ve onu delice seversiniz. Sorununuz ailenizdeki kişiyleyken neden partneriniz aynı özelliği gösterdiğinde ona kızarsınız? Sağlıklı ilişkiler yaşayabilmek adına neden sorunu ilk kendi ailenizle ve partnerinize kadar olan geçmişinizle çözmelisiniz veya çözmeyip kendinizi nerede bulabilirsiniz?Neden geçmişte yaşanan bir duygu geçmişte kalmaz, çözümlenmedikçe de farklı kişilerle önümüze gelir? Tüm bu soruların cevaplarını burada bulabileceksiniz diyemem, aklınızda bazı soru işaretleri kalacak ama kendi hayatınıza farklı bir pencereden bakmak zorunda kalacaksınız. Bu kitap bittiğinde eski sizle, yeni siz düşünce olarak farklı bir noktaya taşınmış olacak; belki de siz zaten bu konulara ilgiliyseniz durduğunuz nokta temellenecek belki biraz sarsılacak ama eninde sonunda inanılmaz güzel bir tat hissederek bu kitabı sonlandıracaksınız.
Kitabın içinde o kadar merak uyandıran hikayeler vardı ki. Mesela ben bağlanmamızı etkileyen, aşk hayatımızda ileride seçeceğimiz kişiyi anne ve babadan gördüklerimize göre baz aldığımızı düşünmüyordum. Bu düşüncemden dolayı kitapta beni gerçekten şaşırtan bir karakter vardı. O kendisini yıllar önce bırakmak zorunda kalan teyzesini bulmuştu aşk hayatında. Karısı tıpatıp teyzesi gibiydi. Eşi ile de ortak aktivite olarak teyzesiyle yaptıklarını yapmak ona iyi geliyordu. Bu çok tuhaftı. Nasıl yani anne babamıza benzer olmayan kişileri bulduğumuzda bile aslında o döngüyü kırıp kırmadığımızı bilemeyecek miydik? Çocukken bağ kurduğumuz herkesi düşünecek miydik, kim bizde daha derin iz bıraktı diye?
Galiba düşünecektik ama çok zor olacaktı çünkü başka biriyle bağ kurmak için geçmişinle bağ kurmadığın sürece aynı yerde dönüp durursunuz. Kendi içindeki yaralı çocuğun duygularını anlayıp onardıktan sonra belki de sağlıklı bağlar kurmak mümkündür. Bu demek değil ki şu an âşık olduğumuz partnerler eğer geçmişte yara aldığımız kişilerle eşleşiyorsa onları bırakmalıyız. Belki de onlar bu zinciri tek başınıza kırmak zorunda kalmayın diye hayatınıza girdiler? Destek alın ve partnerlerinizle geçmişinize yürümekten korkmayın. Sanırım bu kitabın bana öğrettiği en güzel şeylerden biriydi bu.
Şimdi ben bu kitaptan öğrendiğim tüm dersleri yanıma aldım Bahar Tezcan’la olan mabedimizde oturdum, bekliyorum ve şimdiden hepinize keyifli okumalar diliyorum
Hatice Evlek
